Sözlerimi Geri Alamam
Bulutsuzluk Özlemi
3:34Sıcaktı Sıcak Sapı kanlı, demiri kör bir bıçaktı Sıcak Sıcaktı Bulutlar doluydular Bulutlar boşanacak Boşanacaktı O, kımıldanmadan baktı Kayalardan İki gözü iki kartal gibi indi ovaya Or'da en yumuşak, en sert En tutumlu, en cömert En seven En büyük En güzel kadın Toprak Ner'deyse doğuracak, doğuracaktı Sıcaktı Baktı Karaburun dağlarından o Baktı bu toprağın sonundaki ufka Çatarak kaşlarını Kırlarda çocuk başlarını Kanlı gelincikler gibi koparıp Çırılçıplak çığlıkları sürükleyip peşinde Beş tuğlu bir yangın geliyordu karşıdan ufku sarıp Bu gelen Şehzade Murat'tı Hükmü hümayun sadır olmuştu ki Şehzade Murat'ın İsmine Aydın eline varıp Bedreddin halifesi Mustafa'nın başına ine Sıcaktı Bedreddin halifesi mülhid Mustafa baktı Baktı köylü Mustafa Baktı korkmadan Kızmadan Gülmeden Baktı dimdik, dosdoğru kayalardan Baktı o Or'da en yumuşak, en sert En tutumlu, en cömert En seven En büyük, en güzel kadın Toprak Ner'deyse doğuracak, doğuracaktı Sıcaktı Baktı Bedreddin yiğitleri Kayalardan ufka baktılar Gitgide yaklaşıyordu bu toprağın sonu Fermanlı bir ölüm kuşunun kanatlarıyla Oysaki onlar bu toprağı Bu kayalardan bakanlar, onu Üzümü, inciri, narı Tüyleri baldan sarı Sütleri baldan koyu davarları İnce belli, aslan yeleli atlarıyla Duvarsız ve sınırsız Bir kardeş sofrası gibi açmışlardır Sıcaktı Baktı Bedreddin yiğitleri Baktılar ufka En yumuşak, en sert En tutumlu, en cömert En seven En büyük, en güzel kadın Toprak Ner'deyse doğuracak, doğuracaktı Sıcaktı Bulutlar doluydular Ner'deyse tatlı bir söz gibi İlk damla düşecekti yere Birdenbire kayalardan dökülür, gökten yağar, yerden biter gibi Bu toprağın verdiği en son eser gibi Bedreddin yiğitleri şehzade ordusunun karşısına çıktılar Dikişsiz ak libaslı Baş açık yalnayak Ve yalın kılıçtılar Mübalağa cenk oldu Aydının Türk köylüleri Sakızlı Rum gemiciler Yahudi esnafları On bin mülhid yoldaşı Börklüce Mustafa'nın Börklüce Mustafa'nın Düşman ormanına on bin balta gibi daldı Bayrakları al, yeşil Kalkanları kakma Tolgası tunç, saflar pare pare edildi ama Boşanan yağmur içinde gün inerken akşama On binler iki bin kaldı