Yol

Hop, şefim
Küllüğü değiştirebilir misin sana zahmet?
Eyvallah
Sen bi' şey istiyo' musun?
Yok ya, yeter bunlar, kâfi

Oğlum, o kadar ağrıyorsa bi' dişçiye git ya
Abi, yok valla', hiç dişçi mişçi karıştırma şimdi ya, hiç, hiç
Allah Allah, iyi sen bilirsin
Bak, köy yerindesin valla', ara ara ağrısa seni inim inim inletir
Hoş zaten niye köy yerindesin onu da anlamıyorum ya, hadi neyse

Abi valla şimdilik iyi geliyo' orası
Hiç kurcalama, dedem falan yuvarlanıp gidiyoruz işte
Ya onu soracaktım, deden nasıl?
Dedem nasıl bıraktıysan öyle, bildiğin gibi valla
Sağı solunu tutmuyo'
Ya oğlum bak, "Sormayayım, sormayayım" diyo'm da
Çocuklar annelerinin yanında değil mi?

Ya konuşuyo' musunuz bari?
Yok valla', abi, nereye konuşuyo'sun?
Hele şu haciz muhabbeti falan tam düy dikti
La oğlum bak, o iş çözülecek bi' şekil
Sen evi formalite icabı ipotek ettirdin, öyle icap etti
Adamların kaçıp gidecek hâli yok, senelerdir tanıdığın zaten

Abi gözünü seveyim, nereden tanıyo'sun sen bu adamları?
Benim "Mer'abam, mer'abam" var sadece
Sen ne ara tanıdın da bu kadar güvendin?
Ben anlamıyorum ya, vallahi billahi anlamıyorum
Hiç, bırak, valla' açma, Allah'ını seversen açma
Ben kaçıyorum, Fehmi'nin minibüsü köprü başında bekliyo'

Tamam, tamam, sen git
Ben de hafta sonu geliyorum yanına bak oraya pikniğe
Dedeni de alır gideriz, tamam?
Bakarız, abi, sen şimdi kesin konuşma, gelirsen haber edersin
Hadi kal sağlıcakla, Allah'a emanet
Şefim, benim telefon şarzdaydı, onu bi' verir misin?
Heh, sağ olasın

Alo, bak bu homurdanmaya başladı
Siz daha gelmeyin, gözükmeyin pek
Yahu tamam şimdi köyde de nereye kadar böyle duracak?
Elbet gelecek, kurcalayacak
Ben de bir yere kadar oyalayabilirim, siz ayık olun işte ha

Bi' akşamda yaşlanırsın, on yıl anlamazsın
Yankılansın ansızın bi' ses, kulakta çınlasın
Hafızamda tozlu yollar, arkasında kalsın
Alnımın tam ortasında "Enayi" yazsın

En küçük bi' ses bile gizemli böyle bi' yerde
"Sanki biri peşimde" diy'ce'm, harbi biri peşimde
Tüyler ürperten bi' endişe geziyor ensemizde
Taşlı köy yolunda, minibüsün içinde

Gördüm her şeyi, kedere fazlasıyla meyilli
Böyle akşamlar fuzuli, rakıysa zaruri
Deşti zaman tesiri, yılların rehaveti
Göremedim şu gafleti, sabır tükendi, bitti

Kafam kıyak fazlasıyla, şunu içirmeyin bana
Geldik en sonunda, indik mezarlık yanında
Kapkaranlık her taraf ve bir fener yanımda
Feneri açtığımda gördüm, dedem karşımda

Yok yere, adımların peşinde nereye?
Boş yere nefesim yorulur kendine
Haybeye kafada çınlayan soru yine
"Burası neresi ha, benim adım ne?"

Yok yere, adımların peşinde nereye?
Boş yere nefesim yorulur kendine
Haybeye kafada çınlayan soru yine
"Burası neresi ha, benim adım ne?"

(Yol)
(Yol)
(Yol)
(Yol)

Yükselir gözünden hüzmeler, çevrilir dümenler
Devrilir yüzümden hicran, yürekler örseler
Ceplerinde büyük piller, elinde poşetler
Değirmenler arkasında basık kerpiç evler

Dün akşam bur'da gökyüzünden yağdı kurbağa
Uyuz beygirler bile dakikasında kalktı şaha
Çıktı geldi yatsı vakti beş tabur jandarma
Kolumdan iyice tut da yürüyelim şu kayalığa

Yürüyelim, dede, unutalım ve yürüyelim
Ateş püsküren bi' vicdan aklımızda yürüyelim
Noter onaylı kâğıtlarla saatlerce sürünelim
Havalı av tüfekleriyle feri sönsün gözlerin

Cebinden fişekler aniden birer birer
Ben nefeslerimden dahi korkarım derinden
Kayalık üstü dizdiğim 21 şişeyle ben
Bakıyorum bi' boşluğa, adım Veysel

Yok yere, adımların peşinde nereye?
Boş yere nefesim yorulur kendine
Haybeye kafada çınlayan soru yine
"Burası neresi ha, benim adım ne?"

Yok yere, adımların peşinde nereye?
Boş yere nefesim yorulur kendine
Haybeye kafada çınlayan soru yine
"Burası neresi ha, benim adım ne?"

(Yol)
(Yol)
(Yol)
(Yol)