Yavaşla Dünya
Siirbaz
4:20Zayıf, kuru ve umutsuz Sokak lambaları altında okumaya çalışırken Sokak lambalarına kafa tutan şu mücahit benim Sanki bütün jilet darbelerine müsait tenim Bu yüzden, çığlıklarımı yalnız Hüda dinledi Bir de yalnızlar meyhanesinin müdavimleri Ki sarhoşluğum da terk etmeden günaha girmeli Saat: delirişim mekan: şehrin en münasip yeri Suçuma kan ve gözyaşlarım kadar müdahil terim Öfken hakim olduğunda çağırır mübaşir seni İçimde bir duruşma salonunun Zoraki sessizliği Ki inan hiçbir kılıç zaman kadar keskin değil Yıllarca güneş, tenime dokunmuyorken Ruhumun çektiği tek tespih şiir Dört duvar tek bildiğim! Sevgilim gibi seyredip Detaylarını ezberledim Teninde izler bıraktım her gece es vermedim En uzun bestem benim Ve ilk kez bağırmaktan değil Susmaktan yoruldu ses tellerim Önümü göremiyorum bu karanlıkta Belki de zor yarınlarım Belki de son adımlarım Önümü göremiyorum bu karanlıkta Belki de zor yarınlarım Belki de son adımlarım Durmadan kaçıyorum, evin tüm aynalarından Pişmanlıklarımla doldurduğum sayfalarımdan Bir tren misali sadakatle rayda kalırsam İnsanlar omuzlarıma binip Bundan faydalanırlar Durmadan kaçıyorum puştların sohbetlerinden Yeni çocukların şu pek Yüzeysel hoşbeşlerinden Milyarlık kıyafetlerinin boş ceplerinden Çocukken şiirler karaladığım not defterimden Durmadan kaçıyorum yalnızlığın depresyonundan Şöhret ve zenginliğin ışıltılı Şu enfes yolundan Sorunlarla boğuşurken dahi destek sorunlar Biliyorum, ayaklarım elbet yorul'cak Şimdilik kaçıyorum geçmişin tüm travmasından İnsanların Şiir hep tripte sanmasından Ruhumun kayıp yarısının ismini anmasından Fakat kaçamıyorum geceleri şu Lanet sokak lambasından Önümü göremiyorum bu karanlıkta Belki de zor yarınlarım Belki de son adımlarım Önümü göremiyorum bu karanlıkta Belki de zor yarınlarım Belki de son adımlarım